Standardizasyon, şebeke etkileri ve artan oranlı getiri gibi ekonomik süreçlerin analiz edilmesi amacıyla geliştirilmiş bulunan Brian Arhur modelinin temel varsayımı, kullanıcılardan bir kısmının iki rakip teknoloji arasından birisini seçmesi durumunda, sonradan gelen bireylerin de bu seçimden etkileneceğidir. Bu model bazı coğrafyalarda QWERTY dizilimindeki klavyenin yazım açısından çok verimli olmamakla beraber standard hale geldiğini veya bazı işletim sistemlerinin diğerlerine oranla neden daha çok tercih edildiğini anlamamıza yardımcı olabilir.
Bu modelde iki farklı tipte (R ve S) aktör yer almakta ve her biri sırsasıyla A veya B teknolojisine (modelde aR, bR, aS, bS olarak gösterilmektedir.) belirli bir oranda “doğal” bir yakınlık duymaktadır. Ancak, söz konusu doğal yakınlığa ek olarak, her bir aktör karar verme aşamasında bu teknolojilerden herbirinin kendisi açısından getirisini (ve şebeke etkilerini) de dikkate almaktadır. Dolayısıyla, daha önce belirli bir teknolojiyi seçmiş olanların sayısı karar verme açısından önemli olmaktadır. Bu çerçevede model özetle şu şekilde gösterilebilir:
Brian Arthur modeline göre, R ve S tipindeki aktörler piyasaya raslantısal olarak girmekte ve kendileri açısından getirisini dikkate alarak rakip iki teknolojiden birisini seçmektedir. Bu çerçevede Arthur (i) sabit getiri (constant returns), (ii) azalan getiri (diminishing returns) ve (iii) artan getiri (increasing returns) olmak üzere, üç temel rejim olduğunu varsaymakta ve bu üç temel rejimin de aşağıda belirtildiği gibi çok farklı sonuçlar ortaya koyduğunu savunmaktadır. Örneğin, artan getiriler söz konusu olduğunda, öngörülebilir, esnek veya etkin olmayan bir teknolojinin yaygınlaşıp diğerlerini piyasa dışına itmesi dahi mümkün olabilmektedir.
Barış Ekdi tarafından oluşturulan simülasyon programında ise, rakip olan teknolojilerin pazar paylarının gelişimi yukarıdaki parametreler çerçevesinde analiz edilmektedir.
Çalışmanın İngilizce versiyonunu okumak için şu bağlantıdan yararlanabilirsiniz: